Türkiye'deki mevcut eğitim sisteminin "işsizlik, plansızlık ve bunalım" ürettiğini söyleyen Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Eğitim Sekreteri Bekir Candan, Devletin verdiği diplomaların işe yaramadığını, eğitimli milyonlarca gencin işsizlik yüzünden topluma ve ülkesine küser hale geldiğini ve işsizliğin Türkiye’nin en önemli gündemi olduğunu kaydederek, İstihdam olanakları ve Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu meslekler dikkate alınmadan plansızca sürdürülen eğitim politikaları yüzünden her yıl 250 bin üniversite mezunu gencin işsizler ordusuna katıldığını fakat buna karşın bir çok işyeri ve kurumun da çalışacak nitelikli iş gücü bulmakta zorlandığını söyledi.
İŞSİZLER DERNEĞİ 29 ŞUBEYE ULAŞTI
Resmi verilere göre üniversitelerden mezun olan her 2 kişiden 1'inin işsiz olduğunu kaydeden Candan, Binlerce kimyager, fizik, biyoloji, matematik, felsefe, sosyoloji, tarih, psikoloji bölümü mezunu ve mühendis ve mimar işsiz. Üniversite mezunları arasındaki işsizlik öyle bir hale geldi ki, uzun süredir iş bulamayan ve umutlarını yitirenler "İşsiz Öğretmenler Derneği", "İşsiz Mühendisler Derneği" adı altında örgütlendi. Türkiye çapında 29 şubesi bulunan İşsizler Derneği'nin üyelerinin yüzde 70'i üniversite mezunu. İşsizlik tehdidine rağmen üniversite kapılarındaki yığılma her yıl daha da artıyor. Üniversite sınavına giren adaydan 4/3’ü kazanamayacak, üniversiteyi bitiren her 2 gençten birisi de iş bulamayacak. Yıllardır sürdürülen bu çarpık tablo artık değiştirilmelidir, dedi.
YETİŞMİŞ İŞ GÜCÜNÜ GELİŞMİŞ ÜLKELERE KAPTIRIYORUZ
Candan, Üniversiteye giriş sisteminin ailelere ve ülkeye maliyetinin de oldukça yüksek olduğunu söyledi. Yapılan araştırmalara göre üniversiteye hazırlık için ailelerin bir yılda yaptığı harcamalar, devletin yıllık üniversitelere ayırdığı bütçesini aşıyor. Öte yandan devlet üniversitesinde okuyan, devlet yurdunda kalan bir üniversite öğrencisinin barınma, harç, kitap, yemek, yol, ve giyimden oluşan masraflarının yükü yıllık ortalama 10.000 TL’yi buluyor. Devletin üniversite öğrencisi başına yaptığı harcama ise yılda ortalama 7.000 TL. Bu durumda üniversiteyi 4 yılda bitiren bir gencin ailesine ve devlete toplam maliyeti 68.000 TL’yi buluyor. Diğer bir ifadeyle milyonlarca işsiz üniversite mezunu milyarlarca dolar para harcadığımız bu nitelikli işgücünü sokakta avare dolaştırıyoruz ve ya yetişmiş insan gücümüzü beyin göçüyle Avrupa ülkelerine kaptırıyoruz.
TÜRKİYE’NİN YÜZDE 50’Sİ ASIL İŞİNİ YAPMIYOR
Pek çok üniversite mezunu iş bulamama kaygısıyla asıl mesleklerinin dışında bir alanda çalışmak zorunda kalıyor. TÜİK verilerine göre, Türkiye'de asıl mesleğini yapma oranları yüzde 50 dolaylarında. İş bulamayan ve kendi mesleklerini yapamayan insanların yaşadığı Türkiye böylece “mutsuz” insanlar ülkesi haline geliyor.
DES Genel Eğitim Sekreteri Bekir Candan, Türkiye'nin eğitim sisteminin okul öncesi eğitimden başlayarak, üniversite eğitimine kadar masaya yatırılması ve istihdam ve iş gücü olanaklarını da göz önünde bulundurarak yeni politikalar üretilmesi gerektiğini söyleyerek, az gelişmiş ülke statüsündeki Türkiye'de meslek eğitimli ve ara eleman sıkıntısı yaşandığını ancak eğitim sisteminin meslek liseleri ve meslek yüksek okulları yerine, mesleksiz, sanatsız ve “ne iş olsa yaparım!” modunu anlatan, ihtiyaca yanıt veremeyen bir eğitim sistemini sürdürdüğünü söyledi.
TÜRKİYE DÜNYAYA ANCAK ARA ELEMAN YETİŞTİRİYOR
Candan şunları söyledi; Üniversite kapılarındaki yığılma, mesleki ve teknik eğitime gereken önem verilerek önlenebilir. Öte yandan mesleki eğitimi AB projeleri ve dayatmalarıyla değil, ülke gerçekleriyle ve gelenekleriyle tesis etmeliyiz. Küreselleşen dünyada, küresel sermayeye ara eleman yetiştiren bir eğitim sistemi değil, mesleğini dünya ölçeğinde en iyi şekilde yapan, mühendis, yönetici ve girişimci hedefleyen ve bu doğrultuda bir vizyon kazandıran mesleki eğitim sistemi planlanmalıdır. Bunlar yapılmadığı müddetçe, mevcut yaz boz eğitim sistemi daha fazla devam edemez. Gençliğini iyi değerlendiremeyen toplumlar geleceğini de değerlendiremez. İnternet cafeden, cips kola hamburger ve tost yiyen, kahvehane ve cafelerden çıkmayan, üretimde değil tüketimde yarışan bir genç işsizler ordusu yarattık. Eğitim sistemimizin yeniden yapılandırılmasında ilk adım olarak, ivedilikle mevcut mesleki ve teknik eğitim planlamasını da ilgili meslek kuruluşlarının görüşlerini alarak ve kamudaki ve özel sektördeki ihtiyaçları ve istihdam olanaklarını belirleyerek yapmaya başlamamız gerekir. |